4/12/2004 Tarihli ve 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 101. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının (d) Bendi ile Kanun'un 284. maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının Anayasa’ya Aykırı Olmadığına İlişkin Karar
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 101. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (d) bendi, tutuklama kararlarının gerekçelendirilmesi gereken şartları düzenlemektedir ve mahkemeden somut olguların ve tutuklama nedenlerinin açıkça gösterilmesi talep edilmiştir.
Türkiye'de ceza yargılaması süreçlerinde tutuklama ve adli kontrol gibi kişi özgürlüğünü sınırlayan koruma tedbirlerinin kullanılmasına ilişkin inceleme yapıldığında; Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, eylemlerin hukuka uygunluğunu, insan haklarına saygıyı, adil bir hukuk düzeni kurulmasını ve hukuki güvenceyi içerdiğinden ötürü hukuk devleti prensipleri uyarınca, kişi özgürlüğünü sınırlayan tedbirlerin saptanmasında, Anayasa ve ceza muhakemesi hukukunun ilkeleri dikkate alınması gerekmektedir. Tutuklama, tutukluluğun devamı ve tahliye taleplerinin reddi kararlarında, adli kontrol tedbirinin yetersiz olduğunu somut verilere dayalı olarak göstermek gerektiğinden kişi özgürlüğüne daha hafif sınırlamalar getiren bir koruma tedbiri olan Adli kontrol ve bundan dolayı temel hak ve özgürlükleri sınırlayan tedbirler son çare olarak kullanılmalı, bu tedbirlerin sınırlamalara uygun olması gerekmektedir. Ölçülülük ilkesi, kişi özgürlüğünü sınırlayan tedbirlerin mümkün olan en hafif şekilde uygulanmasını gerektirir bu sebeple tutuklama kararları, adli kontrol tedbirinin yetersiz olduğunu somut verilerle göstermelidir. Kanunlar, yargılama usullerini düzenlerken geniş bir takdir yetkisi verir. Tutuklama kararlarının gerekçeleri, tutuklamanın sebeplerini ve ölçülü olduğunu göstermelidir. Tutuklama bir koruma tedbiridir ve kişinin kaçmasını, delillerin yok edilmesini veya değiştirilmesini önlemeyi amaçlamaktadır. Anayasa'nın 5. maddesiyle ilgili özel bir incelemeye gerek görülmemiştir ve kural Anayasa’ya aykırı bulunmamıştır.
Anayasa Mahkemesi, bu kuralın yürürlüğe girdiği tarihten sonra 5271 sayılı Kanun'un 284. maddesinin (1) numaralı fıkrasına yönelik benzer bir başvurunun reddedildiğini belirterek bu tür bir kuralın iptal başvurularının on yıl süreyle tekrar edilemeyeceğini vurgulayarak 284. madde hükmünün iptal başvurusunu da reddetmiştir.
Esas No: 2023/69
Karar Tarihi: 28/9/2023
Link: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2023/11/20231101-9.pdf
Türkiye'de ceza yargılaması süreçlerinde tutuklama ve adli kontrol gibi kişi özgürlüğünü sınırlayan koruma tedbirlerinin kullanılmasına ilişkin inceleme yapıldığında; Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, eylemlerin hukuka uygunluğunu, insan haklarına saygıyı, adil bir hukuk düzeni kurulmasını ve hukuki güvenceyi içerdiğinden ötürü hukuk devleti prensipleri uyarınca, kişi özgürlüğünü sınırlayan tedbirlerin saptanmasında, Anayasa ve ceza muhakemesi hukukunun ilkeleri dikkate alınması gerekmektedir. Tutuklama, tutukluluğun devamı ve tahliye taleplerinin reddi kararlarında, adli kontrol tedbirinin yetersiz olduğunu somut verilere dayalı olarak göstermek gerektiğinden kişi özgürlüğüne daha hafif sınırlamalar getiren bir koruma tedbiri olan Adli kontrol ve bundan dolayı temel hak ve özgürlükleri sınırlayan tedbirler son çare olarak kullanılmalı, bu tedbirlerin sınırlamalara uygun olması gerekmektedir. Ölçülülük ilkesi, kişi özgürlüğünü sınırlayan tedbirlerin mümkün olan en hafif şekilde uygulanmasını gerektirir bu sebeple tutuklama kararları, adli kontrol tedbirinin yetersiz olduğunu somut verilerle göstermelidir. Kanunlar, yargılama usullerini düzenlerken geniş bir takdir yetkisi verir. Tutuklama kararlarının gerekçeleri, tutuklamanın sebeplerini ve ölçülü olduğunu göstermelidir. Tutuklama bir koruma tedbiridir ve kişinin kaçmasını, delillerin yok edilmesini veya değiştirilmesini önlemeyi amaçlamaktadır. Anayasa'nın 5. maddesiyle ilgili özel bir incelemeye gerek görülmemiştir ve kural Anayasa’ya aykırı bulunmamıştır.
Anayasa Mahkemesi, bu kuralın yürürlüğe girdiği tarihten sonra 5271 sayılı Kanun'un 284. maddesinin (1) numaralı fıkrasına yönelik benzer bir başvurunun reddedildiğini belirterek bu tür bir kuralın iptal başvurularının on yıl süreyle tekrar edilemeyeceğini vurgulayarak 284. madde hükmünün iptal başvurusunu da reddetmiştir.
Esas No: 2023/69
Karar Tarihi: 28/9/2023
Link: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2023/11/20231101-9.pdf