Kapat

HABERLER

Başvuru; dava zaman aşımına uğramış bir suç nedeniyle ifadesinin alınabilmesi için hakkında çıkarılmış yakalama emri üzerine şüphelinin yakalanıp ifade alma işlemi sonuna kadar tutulması ve dava zamanaşımı süresinin dolmasından dolayı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi sonrasında yakalama tedbirinin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla açılan tazminat davasının reddi nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

Başvuru; dava zaman aşımına uğramış bir suç nedeniyle ifadesinin alınabilmesi için hakkında çıkarılmış yakalama emri üzerine şüphelinin yakalanıp ifade alma işlemi sonuna kadar tutulması ve dava zamanaşımı süresinin dolmasından dolayı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi sonrasında yakalama tedbirinin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla açılan tazminat davasının reddi nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

F.Ö. 28/11/2014 tarihinde, kimlik bilgileri kullanılarak adına çok sayıda cep telefonu hattı açıldığı ve bu hatların dolandırıcılık suçunun işlenmesinde kullanıldığı iddiasıyla Başsavcılığa suç duyurusunda bulununca Başsavcılık konuyla ilgili bir soruşturma başlatmıştır. Bir cep telefonu işletmenince Başsavcılığa gönderilen evraktan anlaşıldığına göre F.Ö. adına kayıtlı 554...75 numaralı hat, Çekmeköy ilçesi Şahinbey Caddesi üzerindeki bir iş merkezinde faaliyet gösteren bir cep telefonu bayisince 29/3/2009 tarihinde açılmıştır. Bu bayi, bir şirket tarafından işletilmektedir ve başvurucu, bayinin yetkilisidir. Ayrıca sözü edilen şirketin Ümraniye ilçesi Alemdağ Caddesi’nde bulunan ve başvurucunun yetkilisi olduğu bir başka bayisi daha vardır.  Başsavcılık, davetiyeye uymadığı için kolluktan başvurucunun zorla getirilmesini istemiştir ve başvurucu hakkında yirminin üzerinde zorla getirme kararı bulunmaktadır. İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarınca düzenlenen raporda, bahsi geçen hat için oluşturulan abonelik sözleşmesindeki yazılar, F.Ö. adına atılan imza ile F.Ö.nün el yazıları ve imzası arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği belirtilmiştir. Başsavcılığın talebi üzerine ifadesinin alınıp sonrasında serbest bırakılması için başvurucu hakkında yakalama emri düzenlemiştir. Başsavcılığın yakalama emri çıkarılmasına ilişkin talebine göre başvurucuya isnat edilen fiil, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 56. maddesinde düzenlenen abone ve cihaz kimlik bilgilerinin güvenliğiyle ilgili hususlardan biri veya birkaçını ihlal etme suçuna uymaktadır. Başvurucu; ifadesinde abonelik sözleşmesini şirketinin düzenlemediğini, sözleşmenin bir adaşı tarafından işletilen başka bir bayi tarafından yapıldığını öne sürmüştür. Daha sonra isnat edilen suç için kanunda öngörülen dava zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle başvurucu hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Başvurucunun tazminat istemine ilişkin Yargılamayı yürüten Mahkeme asgari ücreti dikkate alarak haksız koruma tedbiri nedeniyle başvurucuya maddi tazminat olarak 1.067 TL, manevi tazminat olarak 75 TL ödenmesine karar vermiştir. Davalı Maliye Hazinesinin istinaf başvurusu üzerine başvurucu hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar, dava zamanaşımı süresinin dolması nedenine dayandığı için tazminat şartlarının oluşmadığı, ayrıca talebi aşar şekilde maddi tazminata karar verildiği ve avukatlık ücretinin maddi zarar kapsamında değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle Ceza Mahkemesince verilen kararın bozulmasına karar vermiştir. Ceza Mahkemesi, Ceza Dairesinin kararı doğrultusunda davayı reddetmiş; başvurucunun soruşturmanın zamanaşımı nedeniyle yakalama tedbirine başvurulmadan önce sonlandırılması gerektiği ve soruşturmanın zamanaşımına uğramasında kusuru olmadığı iddiasıyla yaptığı istinaf başvurusu da Ceza Dairesince esastan reddedilmiştir. Başvurucu, hakkında uygulanan yakalama ve gözaltı tedbirlerinin hukuka aykırı olmasından, buna rağmen açtığı tazminat davasının reddedilmesinden yakınarak adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir. Bu iddiası kapsamında başvurucu; soruşturma dosyasına şüpheli olarak A.A.nın kaydedilmesi gerekirken kendisinin kaydedildiğini, hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın aslında suçu işlemediği gerekçesine dayanması gerektiğini, Başsavcılığın soruşturmanın zamanaşımına uğradığını fark etmeden hakkında yakalama emri düzenlenmesini talep ettiğini, hiçbir kusuru olmamasına rağmen yakalanıp gözaltına alındığını, gözaltına alınması nedeniyle günlük işlerinin aksadığını ve ticari itibarının zedelendiğini, ayrıca hakkında yürütülen soruşturmada aldığı hukuk hizmeti nedeniyle müdafiine 1.000 TL ödemek zorunda kaldığını öne sürmüştür. Anayasa’nın 19. maddesinin dokuzuncu fıkrası, maddenin diğer fıkralarında belirtilen kurallara aykırı bir işleme tabi tutulan kişiye tazminat hakkı vermektedir. Yakalama ve tutma işlemlerinin ölçülülüğüne gelince, yaptırımı yalnızca adli para cezası olan söz konusu suç için 5237 sayılı Kanun’da öngörülen dava zamanaşımı süresi sekiz yıldır, başvurucu hakkındaki yakalama emrinin düzenlendiğinde dava zamanaşımı süresi çoktan dolmuştur. Nihayetinde Başsavcılık da başvurucu hakkında yürüttüğü soruşturmayı dava zamanaşımı süresinin geçmesi nedenine dayandırmıştır. Bu durumda kanuni yükümlülüğün yerine getirilmesinin önemi ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının önemi arasında denge sağlanmamış; başvurucu, uzun zaman önce zamanaşımına uğrayan bir suç nedeniyle yakalanmış ve ifade alma işleminin sona ermesine kadar tutulmuştur. Bu nedenlerle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının Anayasa’nın 19. maddesinin ikinci fıkrası yönünden ihlal edildiğine karar verilmiştir. 
Başvuru no: 2021/39964
Karar tarihi: 20.12.2023
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2024/02/20240207-7.pdf

Göztepe Sokak No: 11 06080 Hamamönü / Ankara

Telefon : 0 (312) 312 61 06
Faks : 0 (312) 428 10 23