Başvuru, ceza infaz kurumunda infaz koruma görevlilerince gerçekleştirilen fiziksel şiddet ve bu olay hakkında etkili bir ceza soruşturması yürütülmemesi nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
Başvurucu, subay olarak görev yapmaktayken FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanarak Ağrı Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna yerleştirilmiştir. Başvurucu talebi üzerine 21/11/2019 tarihinde Bolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakil edilmiştir.
Başvurucu nakil işleminden sonraki gün bulunduğu geçici koğuşun çağrı butonuna basarak telefon hakkını kullanmak istediğini nöbetçi memura bildirdiğini, nöbetçi memura koğuştan çıkartıldığında eşyalarının kendisine teslim edilmediğini ve geçici koğuşta kaldığını söylediğini, bu sırada 8-10 memurun etrafını sardığını, onlara da aynı şeyleri söylediğinde “adam gibi konuş elini kolunu sallama” benzeri sözlerle geçici koğuşa götürüldüğünü, kameraların bulunmadığı yerde içeri giren memurların kafasını duvara vurarak fiziksel şiddet uyguladığını, kolunda ve boğazında çizikler ile çürümeler oluştuğunu, şiddetli baş ağrısı ve mide bulantısı üzerine çağırdığı nöbetçi memurun kendisini revire götürmediğini, ayrıca telefonla konuşmasına ve Cumhuriyet savcısı ile görüşmesine izin verilmediğini belirterek Bolu Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyette bulunmuştur.
Başsavcılık tarafından yürütülen soruşturma sonucu Ceza İnfaz Kurumu görevlileri hakkında tehdit ve kasten yaralama suçlarından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Karar gerekçesinde özet olarak, başvurucunun adli muayene raporunda darp ve cebir izi bulunmadığının belirtildiği, soruşturma kapsamında başvurucunun soyut iddiaları dışında delil bulunmadığı gerekçesi açıklanmıştır.
Kişilerin kendi tutumu kesin olarak zorunlu kılmadıkça güç kullanmaya yetkili kamu görevlilerince kişilere fiziksel güç kullanılması ilke olarak Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasını ihlal etmektedir. Gözaltı veya tutukluluk gibi bireyin devletin kontrolü altında bulunduğu sırada bir yaralanma olayı meydana gelmiş ise bu olaya ilişkin tatmin edici ve inandırıcı bir açıklama getirme yükümlülüğü yetkili makamların üzerindedir. Bunun sebebi bu tür olaylarda gerçekleşme şartlarına ilişkin bilgilerin çoğunlukla yetkili makamların erişiminde olmasıdır. Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasını ihlal eder biçimde fiziksel ve ruhsal bir saldırıya uğranıldığına dair savunulabilir bir iddia varsa bu iddia hakkında etkili bir soruşturma yürütülmelidir. Yaralama olayının güç kullanmaya yetkili bir kamu görevlisinin kasıtlı bir eylemi sonucu meydana geldiğinin ileri sürüldüğü hâllerde ivedilikle bir ceza soruşturması başlatılmalı, soruşturma olaya karışmış olanlardan bağımsız kişilerce yürütülmeli ve soruşturmada olayı aydınlatabilecek ve sorumluların belirlenmesini sağlayabilecek bütün deliller toplanmalıdır.
Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
Karar Tarihi: 22/11/2023
Başvuru Numarası: 2020/13466
https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2020/13466
Başvurucu nakil işleminden sonraki gün bulunduğu geçici koğuşun çağrı butonuna basarak telefon hakkını kullanmak istediğini nöbetçi memura bildirdiğini, nöbetçi memura koğuştan çıkartıldığında eşyalarının kendisine teslim edilmediğini ve geçici koğuşta kaldığını söylediğini, bu sırada 8-10 memurun etrafını sardığını, onlara da aynı şeyleri söylediğinde “adam gibi konuş elini kolunu sallama” benzeri sözlerle geçici koğuşa götürüldüğünü, kameraların bulunmadığı yerde içeri giren memurların kafasını duvara vurarak fiziksel şiddet uyguladığını, kolunda ve boğazında çizikler ile çürümeler oluştuğunu, şiddetli baş ağrısı ve mide bulantısı üzerine çağırdığı nöbetçi memurun kendisini revire götürmediğini, ayrıca telefonla konuşmasına ve Cumhuriyet savcısı ile görüşmesine izin verilmediğini belirterek Bolu Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyette bulunmuştur.
Başsavcılık tarafından yürütülen soruşturma sonucu Ceza İnfaz Kurumu görevlileri hakkında tehdit ve kasten yaralama suçlarından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Karar gerekçesinde özet olarak, başvurucunun adli muayene raporunda darp ve cebir izi bulunmadığının belirtildiği, soruşturma kapsamında başvurucunun soyut iddiaları dışında delil bulunmadığı gerekçesi açıklanmıştır.
Kişilerin kendi tutumu kesin olarak zorunlu kılmadıkça güç kullanmaya yetkili kamu görevlilerince kişilere fiziksel güç kullanılması ilke olarak Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasını ihlal etmektedir. Gözaltı veya tutukluluk gibi bireyin devletin kontrolü altında bulunduğu sırada bir yaralanma olayı meydana gelmiş ise bu olaya ilişkin tatmin edici ve inandırıcı bir açıklama getirme yükümlülüğü yetkili makamların üzerindedir. Bunun sebebi bu tür olaylarda gerçekleşme şartlarına ilişkin bilgilerin çoğunlukla yetkili makamların erişiminde olmasıdır. Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasını ihlal eder biçimde fiziksel ve ruhsal bir saldırıya uğranıldığına dair savunulabilir bir iddia varsa bu iddia hakkında etkili bir soruşturma yürütülmelidir. Yaralama olayının güç kullanmaya yetkili bir kamu görevlisinin kasıtlı bir eylemi sonucu meydana geldiğinin ileri sürüldüğü hâllerde ivedilikle bir ceza soruşturması başlatılmalı, soruşturma olaya karışmış olanlardan bağımsız kişilerce yürütülmeli ve soruşturmada olayı aydınlatabilecek ve sorumluların belirlenmesini sağlayabilecek bütün deliller toplanmalıdır.
Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
Karar Tarihi: 22/11/2023
Başvuru Numarası: 2020/13466
https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2020/13466