Kapat

HABERLER

Koşullu salıverilme hükümleri uygulanmadan müddetname düzenlenmesi nedeniyle suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ihlal edildiği iddiasına ilişkin başvuru

Koşullu salıverilme hükümleri uygulanmadan müddetname düzenlenmesi nedeniyle suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ihlal edildiği iddiasına ilişkin başvuru

Başvurucunun iddiaları; hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildiğini, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının terör suçları yönünden ölünceye kadar devam edeceğini ancak kendisinin terör suçlusu olmadığını ve üzerine atılı suçu bir örgüt faaliyeti kapsamında işlemediğini, bu hususun mahkumiyet kararından anlaşıldığını, 3713 sayılı kanunda terör suçları ve terör suçlusu kavramlarının tanımlarının yapıldığını, terör suçu ile terör suçlusu kavramlarının ayrı olduğunu, her terör suçunu işleyen kişinin terör suçlusu olmadığını, terör suçu olmakla birlikte bir örgüt kapsamında işlenmemiş suçlar için ölünceye kadar infaz rejiminin uygulanamayacağını, koşullu salıverilme hükümleri uygulanmadan hakkında hazırlanan müddetnamenin bu nedenle hukuku aykırı olduğunu, buna rağmen taleplerinin reddedildiğini, infaz hakimliğinin kararının gerekçesiz olduğunu ve ileri sürdüğü iddialara ilişkin hiçbir açıklama içermediğini belirterek Anayasa’nın 17. e 19. maddeleriyle bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
Anayasa mahkemesi esas yönünden yaptığı incelemede; başvurucunun da aralarında bulunduğu sanıkların 3713 sayılı kanunun 1. maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde aynı amaç etrafında birleşmek suretiyle örgüt oluşturdukları ileri sürülmüş ise de mahkumiyet kararında bu kanuni düzenlemeden yola çıkarak böyle bir örgüt değerlendirmesi yapılmamıştır. Kaldı ki böyle bir değerlendirme yapılmış olsaydı bile 3713 sayılı kanunun 1. maddesinin ikinci fıkrasındaki örgüt tanımıyla ilgili bu düzenlemenin 2006 yılında ilga edilmesinin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. 3713 sayılı kanunda değişiklik yapan 5532 sayılı kanunun 1. maddesinin gerekçesinde bu ilganın sebebi ‘’26/09/2004 tarihli ve 5237 sayılı TCK’nın 220. maddesinde suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüt tanımlaması yapıldığı için, Terörle Mücadele Kanunun da ayrıca örgüt tanımlaması yapılmasına gerek görülmemiştir.’’ şeklinde açıklanmıştır. Dolayısıyla örgüt tanımı 5237 sayılı Kanun’un 220. maddesi çerçevesinde değerlendirilmelidir. Bu maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere ‘’ örgüt, soyut bir birleşme değildir, bünyesinde hiyerarşik bir ilişki hakimdir. Bu hiyerarşik ilişki, bazı örgüt yapılanmalarında gevşek bir nitelik taşıyabilir. Bu ilişki dolayısıyla örgüt, mensupları üzerinde hakimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliğini kazanmaktadır … Örgütün varlığı için suç işlemek amacı etrafındaki fiili birleşme yeterlidir. Örgüt, niteliği itibarıyla, devamlılık arz eder. Bu itibarla, kişilerin belli bir suçu işlemek için bir araya gelmesi halinde, örgüt değil, iştirak ilişkisi mevcuttur. Suç işlemek için örgüt kurulması bir somut tehlike suçudur… ‘’ Kanunun gerekçesinden anlaşılacağı gibi örgütün varlığı için hiyerarşik bir yapı ve devamlılık bulunmalıdır. Örgüt kavramının değişen tanımının 3713 sayılı Kanun’un 1. maddesinin ikinci fıkrasındaki eski tanıma nazaran başvurucunun lehine olduğu açıktır. Zira somut olayda mahkum edilen kişiler arasında hiyerarşik bir ilişki tespit edilemediği gibi Madımak eylemini gerçekleştiren kişilerin anayasal düzeni değiştirme suçunu işlemek için bir araya geldikleri kabul edilmiştir. Dolayısıyla lehe kanunun geçmişe yürümesi uyarınca başvurucunun mahkum olduğu olayda, bu anlamda bir örgütün bulunup bulunmadığının tespit edilmesi başvurucunun koşullu salıverme hükümlerinden yararlanıp yararlanamayacağının belirlenmesi açısından elzemdir. Ancak infaz hakimliğince bu hususlarla ilgili hiçbir açıklama yapılmamış, koşullu salıverme imkanından yararlanıp yararlanmama hususunda önemli olan, 5275 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi ve 3713 sayılı Kanun’un 17. maddesinin (4) numaralı fıkrasında öngörülen ‘’ terör suçlusu’’ tabiri maddenin özüyle çelişen ve öngörülemez bir şekilde yorumlanmıştır. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 38. maddesinde güvence altına alınan suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir sonucuna ulaşmıştır. Nitekim bu şekilde de karar vermiştir.
Başvuru no: 2021/34231
Karar Tarihi: 26/01/2023
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2023/04/20230414-17.pdf

Göztepe Sokak No: 11 06080 Hamamönü / Ankara

Telefon : 0 (312) 312 61 06
Faks : 0 (312) 428 10 23