Kapat

HABERLER

Anayasa Mahkemesi’nin CMK'nın 247/3 ve 248/5. Maddelerinin İptaline Yönelik Yapılan Başvuruya Dair Kararı

Anayasa Mahkemesi’nin CMK'nın 247/3 ve 248/5. Maddelerinin İptaline Yönelik Yapılan Başvuruya Dair Kararı

Ceza Muhakemesi Kanun’un 247. Maddesinin (3) Numaralı Fıkrası uyarınca, kaçak sanık hakkında kovuşturma yapılabilir. Ancak, daha önce sorgusu yapılmamış ise, mahkûmiyet kararı verilemez. Sorgusu yapılmayan kaçak sanık hakkında mahkûmiyet dışındaki hükümlerden olan ceza verilmesine yer olmadığına ve güvenlik tedbirlerine hükmedilmesi mümkündür. Suçun işlendiğinin sabit görüldüğü ancak ceza verilmesine yer olmadığına hükmedildiği durumlarda sanığın Anayasa’nın 38. maddesinde öngörülen masumiyeti ortadan kalkmaktadır. Güvenlik tedbirlerine hükmedildiğinde ise sanık -masumiyetinin ortadan kalkması dışında- ayrıca yaptırıma maruz kalmaktadır. 
Sanığın suç isnadı konusunda yeterince bilgilendirilmediğinin anlaşıldığı durumlarda, yokluğunda verilen hükme karşı ilk derecede veya kanun yolunda yeni bir değerlendirme yapılmasını isteme imkânına sahip olması gerekmektedir. Kaçak sanık hakkında aleyhe sonuçlar doğurabilen mahkûmiyet dışındaki kararlar bakımından sanığın yargılamadan kaçmadığını ve/veya duruşmada hazır bulunma hakkından feragat etmediğini öne sürerek yeniden değerlendirme yapılmasına dair güvence bulunmaksızın sorgusu yapılmadan davanın bitirilebilmesine imkân tanınması adil yargılanma hakkına orantısız, dolayısıyla ölçüsüz bir sınırlama getirmektedir. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.  İptal hükmünün kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesi uygun görülmüştür.


Kanun’un 248. Maddesinin (5) Numaralı fıkrası yoklukta tutuklama yasağının istisnasını oluşturmakta ve ancak yurtdışında bulunan kaçaklar bakımından yoklukta tutuklama kararı verilebileceğini öngörmektedir.
Bu kural, kaçakların delilleri yok etmelerini veya kaçaklık durumlarına son verilerek soruşturma ve/veya kovuşturma sırasında hazır bulunmalarını sağlamaya yöneliktir. Kuralın, adli süreci daha sağlıklı bir şekilde yürütme biçimindeki meşru amaca ulaşma bakımından elverişli olduğunu söylemek mümkündür. Kuralda hangi hâl ve şartlarda kaçakların kişi özgürlüğü ve güvenliğinin sınırlanabileceği hususunun herhangi bir tereddüde yer vermeyecek biçimde açık ve net olarak düzenlendiği ve bu yönüyle kanunilik şartını taşıdığı anlaşılmaktadır.
Yokluğunda tutuklama kararı verilen kaçağın yetkili bir hâkim önüne çıkarılacağı ve yokluğunda verilmiş tutuklama kararına ilişkin sorgusu yapılarak tutuklamanın yüze karşı yenileneceği hususu değerlendirildiğinde; kuralın kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı sınırlanan kişilere aşırı bir külfet yüklemediği, ulaşılmak istenen amaca ilişkin kamu yararı ile kişi özgürlüğü ve güvenliği arasında bulunması gereken makul dengenin korunduğu ve bu suretle kuralın orantısız bir sınırlamaya neden olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Kaldı ki Anayasa’nın 19. maddesinin beşinci fıkrasının gerekçesinde belirli güvencelere bağlanmak şartıyla yoklukta tutuklama kararı verilebilmesinin anayasa koyucu tarafından kabul edildiği anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine karar vermiştir.

Sonuç itibariyle Anayasa Mahkemesi, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 247. maddesinin (3) numaralı fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline; 248. maddesinin (5) numaralı fıkrasının Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine karar vermiştir.

Karar Künyesi: Anayasa Mahkemesinin 22/3/2023 Tarihli ve E: 2022/145, K: 2023/59 Sayılı Kararı
Link: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2023/05/20230510-14.pdf

Göztepe Sokak No: 11 06080 Hamamönü / Ankara

Telefon : 0 (312) 312 61 06
Faks : 0 (312) 428 10 23